27
Tepe Home için fotoğraf çekimleri gerçekleştirdik. Yatak odası, yemek odası ve koltuk takımları’nın dramatik bir aydınlatma ile çekilen fotoğraflarına şuradaki katalogdan göz atabilirsiniz.
Fotoğraflar: Şerife Tokay & Deniz Tokay
Devamı»Tepe Home için fotoğraf çekimleri gerçekleştirdik. Yatak odası, yemek odası ve koltuk takımları’nın dramatik bir aydınlatma ile çekilen fotoğraflarına şuradaki katalogdan göz atabilirsiniz.
Fotoğraflar: Şerife Tokay & Deniz Tokay
Devamı»Photoshop’ta seçim yapabilmek fotoğraf düzenlemede daha etkin müdahale imkanları sunar. Bir fotoğrafta istediğiniz alanı başarıyla seçebilmeniz son derece önemldir. Magic Wand seçim aracı bu konuda adı üstünde oldukça sihirli bir araç olmakla birlikte, belki de ondan daha sihirli diğer bir araç da seçim sırasında sağladığı kolaylıklarla Quick Selection Tool‘dur. Tabi seçim sonrası özellikle arka plan ile iç içe geçmiş alanların kenarlarıyla ilgili düzenlemeler için de Refine Edge komutu bize yardımcı olacaktır. Bununla ilgili birkaç videoyu paylaşıyorum .
Devamı»Bir sonbahar zamanı, memleketimizin dağlar açısından çok zengin yegâne coğrafyası olan Niğde Aladağlar’daydık. Gökyüzü bulutlar ile mevsim gereği gösterilerine hazırlanıyordu, yağmur ve kar gelecekti dağlara, şehirlere. Torosların bir uzantısı olan Aladağlar, otuzdan fazla 3000 metrenin üzerinde zirvesi ile dağcıların gözdesidir. Hatta yazın bölgede dolanırken Rus ve Fransız ailelerin çoluklu çocuklu dünyada başka yerde bir eşi olmayan 3000 metredeki meşhur Yedigöller Platosunda gezdiklerine şahit olduk. Engin Tepe (Emler 3723 m)’ye çıkıp geri dönüyorlardı. Bizi görünce çok şaşırdılar, bir haftadır dağda hiç Türk’e rastlamamışlar, Aladağlar’ı ne kadar çok sevdiklerini ve bu güzelliğe hayretlerini anlatmak için patika üzerinde uzunca lafa tuttular bizi. Biz ise çoluk çocuk dondurma şemsiyesinin altında takılmaktaydık aynı zaman dilimlerinde, sadece taş ile bu kadar güzel inşa edilmiş masallar ülkesinde işimiz neydi.
Devamı»
bak nasıl birikmiş dünya,
nasıl birikmiş insanlar içimde,
ve nasıl birikmiş anılar.. .
düşünemez ki insan;
olmasaydım mesela
nasıl olurdu diye…
gidelim,
kıyıdaki ağacın yanında buluşalım gidelim …
bi sen çekersin kürekleri bir ben…
gidelim …
Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar,
her gün aynı yoldan yürüyenler,
yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler,
giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler,
tanımadıklarıyla konuşmayanlar.
Devamı»– Konuşmayınca konuşur insan en çok. Öyle bir şey var mı ?
– Sessizliği paylaşmak, var olmaz mı !
İnsanlar, “Ya arkadaşlarla birlikteyiz” dediklerinde, hep konuştuklarından bahsediyorlar. Halbuki ne kadar birlikte sustuğunda çok önemli. Konuşmak biterde. Biriyle susabiliyorsan ve orası hala keyifliyse. İşte orasıdır.
Hep birlikte bir şey yapmayı düşünürken, belki birlikte susmayı düşünmüyoruz hiç. Ama tabi birlikte konuşabiliyorsan susabilirsin ancak. İlki yoksa, ikincisi tek başına olmayabilir.
Öyleyse …
Devamı»1886’da kaleme alınan bu eser üzerinden asırlar geçmiş olmasına rağmen İvan İlyiç’lerin varlığı ve insanın hüsranda oluş gerçeği halen devam ediyor. İvan İlyiç’lerden olmamak ve ömrümüzü sabırla güzel işler için kullanmak dileğiyle, paylaşayım istedim.
İvan İlyiç statüyle fena halde kafayı bozmuş bir adamdır. Petersburg’da günün zevklerine uygun dayayıp döşenmiş büyük bir dairede oturur, sık sık ruhsuz akşam yemeği toplantıları düzenler, bu toplantılarda sıcaklık ve samimiyetten eser yoktur. Kendisi yüksek mahkemede yargıçtır, işini sevmesinin başlıca nedeni, işi sayesinde kendisine duyulan saygıdır. İvan İlyiç bazı geceler geç saatlerde “şehirde çokça adı geçen” kitaplardan birini okur, nasıl davranması gerektiğini de gazetelerden öğrenir. Tolstoy, yargıcın yaşamını şöyle özetler: “İvan İlyiç’in işinden haz almasının nedeni işiyle gurur duyması, toplumdan hoşnut olmasının nedeni de gururunun okşanmasıydı; onun samimi bir şekilde haz aldığı tek şey “vint” oynamaktı. . .
Devamı»