Hasan'da Rüzgar

Çorap Giyen Fotoğraf Makinası

Kışın çok kar oluyor bizlerde. Boynuna kadar yığılıyor kar bazen. Kar yığınları bakarsın, ohoooo ! Dağlar gibi birikiyor. Ormana o zaman yalnız Alabaş’ın sırtında gidilebiliyor karlardan. Alabaş göğsü ile yarıyor kar yığınlarını, öyle geçiyor. Çok şiddetli rüzgarlar esiyor bir de… İnsanı deviriyor rüzgar bazen. Ayakta durulamıyor rüzgardan. Göl talazlandı, gemin yalpa yapmaya başladı mı bil ki bizim San -Taş rüzgarı gölde esiyor, gölü sarsıyor. Dedem anlattı. Çok, çok eskiden bir gün yabancı ordular geliyormuş, bu toprakları ele geçirmek için. O zaman şu bizim San-Taş’tan bir rüzgar esmeye başlamış, bir rüzgar ! Düşman eyerinde tutunamamış. Atlardan inmişler, ama yaya yürüyebilirsen yürü. Rüzgar yüzlerini kamçılıyor, kanatıyormuş. O zaman rüzgara sırtlarını çevirmiş, rüzgar sırtlarını kamçılaya kamçılaya kovalıyor, bir an bile arkalarına bakmaya mani oluyormuş. Sonunda hepsini de buralardan döve döve atmış. Rüzgar bizden başlıyor. Bütün kış derenin ötesindeki orman rüzgarda gıcır gıcır gıcırdar, inler. İnsanı korku alıyor bazen.

Cengiz Aytmatov – Beyaz Gemi

 

devamı yuruyoruz.com’da